Sınav Kaygım Kontrol Altında
Sınava çok iyi hazırlanmış olduğunuzu düşünerek sınıfa giriyorsunuz..
Biraz heyecanlısınız ama bu diğer sınavlarınızda hissettiğiniz ‘Midemde kelebekler uçuşuyor’ duygusundan çok farklı değil..
Test kitapçıklarını dağıtıyorlar..İsminizi kağıda yazarken eliniz hafifçe titriyor.. İlk iki soru gayet iyiydi..Sıra üçüncü soruya geldiğinde, bunun daha evvel hissettiğiniz kaygıdan biraz daha farklı birşey olduğunu anlıyorsunuz.. İşte tam o anda olan oluyor..Herşey karardı ve en basit soruyu bile anlayamadığınızı farkediyorsunuz..Sürenin bitmesine 10 dakika kala bazı soruların cevapları aklınıza gelmeye başlıyor..Basit birkaç soruyu yanıtlıyorsunuz. .Zor olanların da aslında çözülebilir olduklarını keşfettiğiniz anda: ‘ZAMANINIZ DOLDU ARKADAŞLAR!’
Birçok öğrenci sınav sırasında bir miktar kaygı yaşar. Bu duygu, sorulara odaklanabilmek ve motive olmak açısından oldukça işlevseldir aslında.Fakat kaygının yoğun olması durumunda performansın düşmesi kaçınılmazdır.. Bu noktada kaygı artık bir ‘problem’ haline gelmiş demektir.
Öğrenilen bilginin sınav sırasında kullanılmasını engelleyen yoğun kaygıdır sınav kaygısı. Gerginlik ve huzursuzluk duygularıyla kendini gösterir. Bir problemdir, çünkü performansı etkiler.
Kaygı her insanı farklı şekillerde etkilese de, genel olarak kalp çarpıntısı, titreme, sıcak basması, yüzün kızarması, solunumun artması, ağızda kuruma, kaslarda gerginlik ve mide bulantısı en tipik fiziksel belirtileridir. Konsantrasyonun düşmesine ve düşünce blokajlarının devreye girmesine neden olur. Çünkü artık enerji ikiye bölünmüştür: Bir tarafı sınav soruları ile uğraşır, diğer yanı kaygı ve olumsuz düşüncelerle..
Öncelikle bu durumun ‘gerçek’ bir sınav kaygısı mı, yoksa ‘yetersiz bir sınava hazırlanma süreci’yle ilintili bir durum olup olmadığına bakmak gerekir. Çünkü iki durumda da farklı önlemler alırız. Eğer kaygı bir bilgi eksikliğinden kaynaklanıyorsa, etkili ders çalışma yöntemlerini kullanarak bilginin depolanmasını sağlamak esas hedefimiz olacaktır. Fakat sınava hazırlanırken gerekli tüm çalışmalar yapılmış,doğru tekniklerle sınava hazırlanılmış ve buna rağmen hala kaygı yaşanıyorsa , artık ‘gerçek ‘ bir sınav kaygısı haline gelmiş demektir.
Kaygıyı tetikleyen bir durum, anında olumsuz düşünceler zincirini başlatır. Sınav kaygısıyla başederken yapılacak en önemli şey, işte bu zinciri kırmak ve kısırdöngüyü bozmaktır..
Peki bunu nasıl yapacağız?
Öncelikle
-Aşırı genellemeler yapmaktan kaçının. Yapamadığınız bir soru, diğer bütün soruları yapamayacağınız anlamına gelmiyor.
-meli, -malı ifadelerinden kaçının. Sınavı kazanmak zorundayım şeklinde bir düşünce olayı bir yasa haline getirir ki, bu da kişiyi kaygıya sürükleyen önemli bir etmendir. İstemek, zorunda olmaktan çok daha rahatlatıcı bir duyguyu beraberinde getirir.
-Kendinizi etiketlemeyin. Bir sınavdan kötü bir sonuç almak, sizi tembel bir öğrenci yapmaz.
-Olayları kişiselleştirmeyin: Sınavdan kötü not almak, herkezin sizden bahsediyor olduğu anlamına gelmez.
-Hemen sonuca atlamayın.Geleceği öngöremezsiniz. Yarın ki sınavın iyi geçip geçmemesi ya da o sınavda kaygı yaşayıp yaşamayacağınız, önceden öngörülebilen bir durum değildir.
-Olumsuza odaklanmayın. Yaptığınız o kadar soru içerisinde yapamadıklarınız da çıkabilir. Ve bu sizi başarısız bir öğrenci yapmaz.
-Olumluyu değersizleştirmeyin. Deneme sınavlarında hep yüksek not almanız sizin başarınızdır, soruların basit olması yüksek notunuzun sebebi değildir.
-Keyfi çıkarımlarda bulunmayın. Matematikde yüksek not alamamanız, sizde bir terslik olduğu anlamına gelmez. Belki de sadece matematiği çalışma yönteminizde bir terslik vardır.
-Ya hep ya hiç düşüncelerinden uzak durun. Hiçbir şey tamamen siyah ya da beyaz değildir. Grinin tonları vardır ve bunlar da başarının bir göstergesidir.
Ve unutmayın:
Sınavı kazanamamak herşeyin sonu değildir. Sınavda başarılı olmak, hayattaki amacınıza ulaşmak için birinci tercihinizdir.. Başarılı olamadığınız takdirde yöneleceğiniz ise ikinci tercihiniz olacaktır. Sırf bu şekilde düşünerek bile , performansınızı engelleyecek sınav kaygısından kurtulmanız mümkün..
Sevgiyle kalın..
Uzm. Psk. Dan. Elif ATA
Yayın tarihi: 2009
Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi